söyle
bir tutam tutayım
derdinin
tasanın iliklerinden.
tutayım
ellerini de götüreyim taa derinlere.
gömeyim
bir tutam toprağa
ta
derinlere gömeyim ağıdını.
eller
bilmesin
ekmesinler
kahrına keder tohumları.
duymasınlar
kör dilin ağıdını...
su
gibi aksın dilinden,
şerbet
olsun türküler
dökülsün
gönül çeşmesinden.
ve
bir eren adımlasın
içinde
nasır tutmuş dergahı.
adımlar
ters yürüsün,
say'sın,
hoş görsün feryadını.
o
köyün çeşmesindeki nine bilsin bir tek sırrını.
o
tası bir tek ninenin yorgun elleri tutsun
öpülsün
eli
dudaklara
rahmet dolsun.
ve
bir dengbejin dilinden okusun sırrı
7
diyara, 72 kavme..
bin
yıla türkü olsun, bin yıla dert, bin yıla ders...
insan
adında bir mahluk,
insanlık
namına bir mahluk...
tüm
dünyayı nimet diye yutarken,
vicdanı
kerbelaya mahkum olsun.
bağla
gönlünü bir aşığın teline,
dokunsun,
titreyesin inceden inceye...
bir
tek analar yaksın ağıdını,
en
iyi onlar bilir,
en
iyi anaların damarları bilir
acıyı,
sızıyı...
olmaz
ya dünyayın adaleti,
bir
ağacın gölgesine bırak umudunu
rüzgardan
sorulsun adın
yapraklar
okusun sırrını...
yoktur
ya dünyanın merhameti,
bir
tohuma bırak umudunu.
topraktan
sorulsun sırrın
ahın
ekilsin, biçilsin
insan
nimet diye yutsun kahrını.
çoktur
ya söyleyecek söz,
ne
sözün sözlüğü yeter demeye
ne
sesin tınısı...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder