Öne Çıkan Yayın

Bir "at izi it izi" hikayesi

Reina saldırısının katilinin aranma süreci, Susurluk kazası sonrası dönemin popüler isimlerinden Yeşil lakaplı Mahmut Yıldırım ile i...

29 Ekim 2011 Cumartesi

CAN PAZARI...

dağda iki can,
iki göz,
iki bilenmiş diş,
iki kin,
iki ateş...
sılada iki ana
iki yar
iki evlat için,
için için yanıyor yürekleri...
hay inmez olaydı Kabil,
O taş garip Habil'in başına...
Hay olmaz olaydı ömür denen
çekilmesi zorunlu zulüm!
hay olmaz olaydı
zaten zulüm olan hayattan koparılmışlığa yakılan feryat!

olmaz olaydı kardeşlik!
sızlayı vermezdi belki yüreğimiz...
boynumuz kıldan ince
vicdanımız taştan sert,
yabani itler gibi yerdik birbirimizi de,
ağlamazdı anamız, bacımız, karımız...

niye ölüyoruz?
kime ölüyoruz?
kim eliyle ölüyoruz?
-off ki of!-
niye ölüyoruz?

"canım sana feda olsun vatan imiş!"
Feda olsun, bir cana yeryüzünde var olan bütün vatanlar!
tepemizde efendiler 'sevişsin'
biz cenin gibi ziyan olalım!...

ölelim o zaman!
ölmeye devam edelim...

sırf bugünün açtığı yaraya değil,
Habil'in Kabil tarafından ziyan edildiği an'dan beri kanıyor yaram!
bilmem kaç bin yıldır için için...

"Sen vurmaya devam et kardaşım,
belkim bir gün sana da bir karış toprak vatan olur bu dünyada...
Sen vurmaya devam et kardaşlım,
bana da çok mudur bir karış toprak bu dünyada..."

diye, iki ses yankılanıyor dağda...
yankılanıyor da,
kurşun kadar hızlı saplanmıyor işte
insan aklına, vicdanına...

o zaman nerde kalmıştık?
ölmeye devam edelim kardaşım,
belki bir gün tükeniriz!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder