Öne Çıkan Yayın

Bir "at izi it izi" hikayesi

Reina saldırısının katilinin aranma süreci, Susurluk kazası sonrası dönemin popüler isimlerinden Yeşil lakaplı Mahmut Yıldırım ile i...

22 Ocak 2012 Pazar

Masumca bir rüya!

aç gönül kapın yar, 
dilimde bahar ezgisi.
gözlerini öpeyim,
dudaklarında gizli 
ab-ı hayat busesi.
ne de naziktir sesi, 
sanki kuş misali...
kanatların çırpınır yüreğimde
kıpır kıpır uçuşur içimde arzular
ellerimde binbir renk çiçekler...
saf ve temiz bir çocuk gibi beklerim seni,
öyle usulca...
sanki 1900 bilmem kaçlardan kalmış,
takım elbiseli, kravatlı, nazik bir bey efendiyim.
öyle temiz yani sana karşı içim.
bak o ala gözlerinle bana yar,
titreye titreye dizlerim, 
geleyim yanına,
"merhaba" diyeyim.
titresin sesim.
ellerimde yellensin çiçekler.
gözlerin kurşun gibi delsin yüreğimi,
eriyeyim.
silkele beni
varoş mahallelerinde damdan silkelenen halı gibi.
bir selam de dursun kalbim!
ötesini istemem gari.
nefesinin kokusu da yeter bana.
bırak soluduğum son solukla içime hapsedeyim
nefesini,
seni...
öyle masum seveyim yani.
milenyum falan demeyeyim.
devir demişmesin bize hiç!
hep eski kafa kalalım.
çok saf seveyim seni.
bu devrin orospulukları olmasın aklımda misal.
hangi bara götürmeli?
tavlamak için neler söylenmeli?
hoş gözükmek için nasıl giyinmeli?
düşünmeyeyim bunları.
en saf halimle senin olayım.
sen de benim olasın.
ellerimde çiçeklerle geleyim sana.
güleyim yüzünü gördükçe.
en güzel şarkıları 
güzel oldukları için değil,
seni hatırlattıkları için dinleyeyim misal.
en sevdiğim şairlerin şiirlerini ezberleyeyim, 
sana okumak için.
çok güzel hayaller kurayım,
hep sen ol içinde. 
1970'ler kadar temiz kalpli olsun içim.
hiçbir ayrışma olmasın,
barış diyelim hep,
hep sevgi diyelim.
dünya sevgiyle, aşkla güzel diyelim.
el ele en berrak yollarda yürüyelim.
kollarımla kanatlayayım seni.
sen beni belimden sar. 
yüzünü görmeye çalışırken,
alnının köşesine bir buse dokundurayım misal.
sonra daha bi sıkı sar beni.
deniz kenarında bir taşın üstüne oturalım.
hiç konuşmayalım dakikalarca
dalgaların sesi şarkı olsun bize.
biz denize bakalım,
denizin gelgitlerinde hayal kuralım.
birbirini saran avuçlarımızın sıcağında ısınalım.
sonra kış vakti gelsin. o avuçlar yüreğimize kadar ısıtsın.
ben sana gocuk olayım,
sen bana patik. 
anamın Tutmaç çorbasının tadını alayım da,
öyle ısınayım dudaklarının tadıyla.
ufacık yüzünü ellerimle sarayım, 
üşümesin.
öpeyim minnacık dudaklarından.
nefesine karışan nefesim 
yüreğinde yanan hara alev olsun.
bir ömür yetsin ikimize de o aşkın ateşi.
ellerimiz bi tek toprağın koynuna girdiğimizde ayrılmış olsun.
öyle safça,
öyle masumca
öyle çıkarsızca,
öyle beklentisizce 
sevelim!
çok mu zor yani?
uyanmak zorunda mıyım bu rüyadan!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder