Öne Çıkan Yayın

Bir "at izi it izi" hikayesi

Reina saldırısının katilinin aranma süreci, Susurluk kazası sonrası dönemin popüler isimlerinden Yeşil lakaplı Mahmut Yıldırım ile i...

16 Şubat 2012 Perşembe

Bırak beni gideyim

İçimdeki İrlandalı sen misin ey özgür ruh! 
Neden savurursun beni ötelere? 
Neden dar gelir bana bu meskenler, bu yollar, bu hayat!..
Ne menem şeydir "kendine maphusluk"
Dişin sızlasa, için acımaz,
İçin acısa, dişin umursamaz... 
Ellerinden kaçar gider hayat, 
Dokunmak istersin, su misali...
Akar gider zaman, 
Sekteye uğrar hayaller,
Bükülür bel,
beden eskir, 
Çizgiler fal olur,
dil ağırlaşır,
söz özeti sever,
adımlar küçülür,
yollar uzun gelir,
vakit kısa...


İçimdeki düşmanım mısın umut!
Bırak yakamı, yaşayayım anımı.
Bırak, ağır aksak geçsin zaman.
Bırak, dinleyeyim rüzgarın sesini.
Ağaçlar ıslık çalsın, 
Göçebe yağmurlar okşasın başımı.
Bırak, kendimce öleyim. 
Varsın olmasın yarınlarda adım.
Varsın hiç olmadı desinler.
Varsın namert olayım. 
Boş duvarlarda leke kalayım.
Ağaç gövdesine kazınmış bir baş harf...
Bilmem nereye kayıtlı bir kimlik,
Mezar taşında kara boya...
Varsın anılmasın adım,
Bırak beni gideyim, 
Zaten yorgun ruhum, bedenim.
Bırak, gideyim...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder